Popülasyon artışını, türlerin büyümesi, gelişmesini engelleyen direnç türleri direnç, çevre direnci olarak isimlendirilir. İçerisinde sürekliliğin kısıtlanmasına yol açacak hemen her faktörü içerisinde barındırır. Popülasyon içerisinde çevre direnci artış gösterirse o zaman birey sayısının hızlı bir şekilde düşüşü söz konusudur. Bu tarz olumsuzlukların yaşanmaması adına da çevre direncinin azalması gerekir. Genel olarak incelendiği zaman çevre direncini oluşturan etmenler birden fazla seçenekle beraber karşınıza çıkmaktadır. Söz konusu etmenlerle popülasyonun büyüme hızı da azalır. Popülasyonun düzenlenmesinde etkili olan iç ve dış faktörler de çevre direncinin değişmesine yol açar Bu durumda istenmeyen birçok durumun meydana çıkması anlamına gelir.
Çevre direnci ne demek şeklinde sorulan sorulara cevap olarak iklim değişiklikleri, kıtlık, hastalıklar gibi pek çok örnek verilir. Çünkü aslında çevre direnci, insanların ve diğer canlıların olumsuz etkilendiği faktörleri içerisine alır. Çevrenin iyileşmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanması noktasında istenmeyen tüm seçenekleri kapsar. Aslında sözü edilen direnç, bir çevre terimidir. Popülasyonların büyümesini ve gelişmesini engelleyen etmenleri içerisinde barındırır. Ayrıca çevre için farklı birden fazla direnç etmenin olduğu anlaşılır. Buna örnek olaraksa hastalıklar, yaşam alanları, avcılık gibi birçok seçenek sunmak mümkündür.
Çevre Direnci Ne Zaman Artar?
Canlıların yaşamında önemli bir yere sahip olan çevre direnci, farklı etmenlere bağlı olarak artış göstermektedir. Yani aslında popülasyon içerisindeki insan sayısının artışı, buna bağlı olarak çevre direncinin de artmasına yol açıyor. Direncin artması noktasında öne çıkan faktörler doğum ve iç göç olarak yorumlanıyor. Popülasyonda çevre direnci artışı içinse birden fazla örnek vermek mümkün.
- Canlıların yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmeleri için çevresel koşulların bütününe dikkat edilmesi gerekir. Zira çevresel koşullar, içerisinde hem fiziksel hem de kimyasal etkenlere yer verilen bir olgudur. Bu da abiyotik faktörler olarak yorumlanır. Dünyada hangi türün nerede yaşayacağı abiyotik faktörlerle belirlenir. Bunlara örnek vermek gerekirse de biyotik organizmaların hayatta kalma yeteneklerini etkiler. Aynı zamanda bir ortamdaki sayılarının ve çeşitlerinin üzerinde de etkisinin olduğu bilinir. Sınırlayıcı faktörlerinden ötürü popülasyonların büyümesinde de etkisinin olduğunu düşünebilirsiniz. Çünkü abiyotik faktörler sadece canlıları değil ekosistemi, biyosferi de etkiler.
- Çevre direncini arttıran faktörler arasında besinlerin azalması vardır. Besinlerin azalmış olması, ekolojik olarak rekabetin öne çıkmasına yol açar. Organizmalar üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılardan oluşur. Bu üç biyotik tür besin zincirinde birer yere sahiptir. Birbirleriyle beslenmelerinden ötürü besin kaynağı için savaş halindedirler. Diğer yandan besin kaynakları azaldığı zaman aynı besin kaynaklarıyla beslenen türlerden birinin ortamdan uzaklaşması gerekir. Çünkü söz konusu rekabetin ardından belirlenen türler ya açıktan dolayı tükenirler ya da göç etmek zorunda kalırlar. Çevre direncinden kaynaklı olarak yaşanan besin kıtlığında, süreç denge ile sonuçlanmaz çünkü bunun yerine biyolojik çeşitlilik azalır.
- Popülasyonda çevre direnci artışının yaşanmasına neden olan faktörlerden bir diğeri avcılık. Avcılığın artış göstermesi, avlanan canlının neslinin azalmasına yol açar. Bu neslin azalması, beslendikleri canlıların artmasına neden olur. Bir süre sonra söz konusu dengesizlik biyoçeşitlilik tehlike altına girer.
- Bilindiği üzere endüstriyel tarım geleneksel tarıma göre daha yüksek bir verim sunuyor. Ancak endüstriyel tarım, ekosistemin zarar görmesine yol açan etmenlerden biri. Zararlarını incelediğiniz zaman birçok faktörün var olduğunu görürsünüz. Özellikle kimyasal maddelerinin birikimi doğal kaynakların tükenmesine yol açıyor. Su kirliliği, hava kirliliği, küresel iklim değişiklikleri gibi durumlar ortaya çıkıyor.
- Çevre direnci nedir sorularına cevap olarak öne çıkarılan faktörler arasında doğal afetler de yer alıyor. Depremler, seller, heyelanlar, yangınlar ve çok daha fazlası çevre direncinin artmasına yol açıyor. Bunlara ek olarak teknolojik afetlerin de iklim değişiklikleri ile ilişkilendirildiği biliniyor.
Çevre Direnci Artarsa Ne Olur?
İnsanların ve diğer canlıların yaşamını etkileyen önemli faktörlerden biri de çevre direncidir. Bu yüzden farklı faktörlere bağlı olarak artan veyahut azalan çevre direncinin artışı, olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Çünkü çevre direnci, insan yaşamına etki ettiği gibi iklim değişikliklerinin yaşanmasına, dünyanın geleceğinin tehlikeye girmesine yol açar. Bu yüzden de çevre direnci artarsa ne olur sorusuna verilecek cevaplar bir hayli fazla.
Örneklendirmeler üzerinden anlatmak gerekirse çevre direncinin endüstriyel faktörlerden dolayı artış göstermesi, doğal kaynakların yok olmasına yol açar. Bu yüzden çevre direnciyle beraber canlı yaşamı tehlikeye girer. Su kaynaklarının azlığı, hava kirliliği gibi faktörler sağlığın tehlikeye atılmasına yol açar. Birçok salgın hastalık ve problem birbirini takip eder.
Doğayı ve canlıları tehlikeye atan bu durum birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Özellikle gelişim faktörleri, canlıların ve dünyanın tehlike altında olmasına yol açıyor. Bu aşamada sürdürülebilirliğe odaklı olmak şart. Böylece hem çevrenin hem de canlıların korunması sağlanır. Yeni dönemde çevre direncine bağlı olarak yaşanan sıkıntılardan biriyse iklim değişiklikleri. İnsanların endüstriyel bazdaki çalışmaları mevsim dengelerinin anormal bir hal almasına yol açtı. Su ve topraktan kaynaklı olarak birçok hastalığın ortaya çıktığı da biliniyor.
Rekabet artışının yaşanmasıyla beraber canlıların neslinin tükenmesi gibi önemli tehditler de bulunuyor. Ayrıca biyolojik düzenin bozulması, canlıların bir düzen içerisinde yaşaması engellenmiş oluyor. Evrenin doğal dengesinin bozulmasına yol açan tüm bu durumlarla beraber insan yaşamı başkalaşmaktadır. Doğal kaynakların tükenmesiyle birlikte şimdilerde kolayca ulaşılan kaynakların azalması söz konusudur. Bu da hem insan yaşamını tehlikeye atar hem de dünyanın sonunun gelmesine kadar uzanan riskleri beraberinde getirir. Tüm bu durumların önüne geçmek için de çevre direncine karşı çok daha bilinçli olmak gerekiyor.
Çevre Direnci Artışını Önlemenin Yolları Nelerdir?
Son zamanlarda artan çevre direnci sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın gündeminde. Ülkeler, yaşanan değişimlerin, dünyanın doğal dengesine ters olduğunu söylüyorlar. Söz konusu tersliklerse tüm dengenin alt üst olmasına yol açıyor. Özellikle dünyanın geleceğinin büyük bir tehdit altında olduğu biliniyor. Tüm bu problemlerin önüne geçmek için de çevre direncinin artışını önlemek gerekiyor.
Çevre direncinin artmasına engel olmak amacıyla yapılması gerekenler de oldukça açık. Öncelikli olarak gelişen ve sürekli yenilenen dünyada doğal besin kaynaklarının daha düzenli bir şekilde kullanılması gerekiyor. Sürdürülebilirlik çalışmaları da bu yüzden insan yaşamı ve çevre için büyük avantajlar barındırıyor. Besinlerin azalmasının önüne geçmek, iklim değişikliklerini önleyici adımlar atmak da popülasyonun korunmasını sağlıyor. Böylece yaşanan kıtlık ve eksiklik durumlarından ötürü türlerin azalması ve yok olması gibi sorunlar da önlenmiş oluyor.
Yeni dönemde farklı sektörlerden şirketler, üretim ve dağıtım konusunda rekabet içerisinde. Rekabetin artışı, çevre direncinin etkilenmesine yol açıyor. Canlıların zarar görmesine yol açan en büyük etmenlerden biri. Bu konuda daha bilinçli ve çevreyi korumaya yönelik adımların atılması gerekiyor. Geri dönüştürülebilir ürünler ve yenilenebilir kaynaklar üzerinden ilerlemek de faydalı olacaktır.
Endüstriyel tarım faaliyetlerinin çevreyi korumaya yönelik önlemlerle uygulanması da etkili olacaktır. Zehirli maddelerin doğaya yayılmasının önüne geçmek, hava kirliliği, küresel iklim değişiklikleri ve diğer tüm olumsuzluklara engel olabilir. Ayrıca fosil yakıtların kullanımı azaltmak, sıfıra indirmek de çevre direncinin azalmasında önemli etkenlerden biridir.