26 Nisan 1986 yılında o zamanlar Rusya’ya bağlı olan Ukrayna’nın başkenti olan Kiev’e 130km uzaklıkta bulunan Çernobil kentinde yaşanan dünyanın en büyük nükleer felaketidir. Pripyat şehrine 110km uzaklıkta olan Çernobil’de yaşanan bu felaket sonrasında, 1945 yılında Hiroşima’ya atılan atom bombasının 50 katı radyasyon yayılmıştır. Patlama sonrası radyoaktif bulutlar, öncelikli olarak Ukrayna ve Belarus’a, ardından Rusya ve Avrupa’ya yayılmış hatta Marmara ve Karadeniz’den başlayarak tüm Türkiye’yi etkilemiştir. Radyoaktif bulutlar, on gün sonra ABD, Kanada ve Japonya’ya ulaşmıştır.
Patlama esnasında ve sonrasında görülen etkileri sonucunda 200.000 binden fazla insanın öldüğü düşünülmektedir. Artan kanser vakaları, engelli doğan çocuklar ve nesiller boyu sürecek olan etkiler, Çernobil’in kilometrelerce uzağında olan insanlarda görülmüştür. Çernobil Nükleer Santrali’ndeki kontroller sırasında, 20 saniyelik güvenlik testi yapılırken 4. Reaktörde patlama meydana gelmiştir. Patlama sonrası 2000 tonluk çatı uçmuş, 8000 tonluk radyoaktif yakıt havaya karışmıştır. Olaya müdahale için gelen itfaiye görevlerinden 31 kişi olay yerinde radyoaktif maddeye maruz kaldıkları için ölmüşlerdir.
27 Nisan’da Pripyat’ta yaşayan 53.000 kişi Kiev’e tahliye edildi. Ertesi gün 10 km ve kazadan on gün sonra ise 30 kilometrelik bölgeden tahliye kararı alındı. Çernobil Faciası’nın etkilerini maddelersek:
1. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Çernobil’e 30 kilometrelik alanda yaşayan, çalışan veya ilkyardım çalışmalarına katılan 600.000 kişi radyasyondan etkilenmiştir.
2. Belarus, Rusya ve Ukrayna’da 8 milyondan fazla kişi radyasyona maruz kalmıştır.
3. Günümüzde halen bölgede milyonlarca kişi yaşamaktadır. Patlamadan 155.000 kilometrelik bir alan etkilenmiştir. 52.000 kilometrelik tarım alanı 30 yıl kullanılamaz hale gelmiştir. Yaklaşık 404.000 kişi bulunduğu yerden başka bir yere taşınmak zorunda kalmıştır.
4. Yoğun radyasyona maruz kalan bölgelerde kişilerde kanser türleri, katarakt ve çocuklarda ise patolojik rahatsızlıklar görülmüştür.
5. Çernobil Forumu’na göre 4.000 kişinin hayatını kaybettiği düşünülüyor.
6. Patlamanın maliyeti 235 milyar dolar olarak verilmiştir.Kimyasal risk etmenlerine örnek olarak Çernobil Faciasını anlattıktan sonra, kimyasal risk faktörleri nelerdir anlatalım.
Kimyasal Risk Faktörleri Nelerdir?
Kimyasal sanayi, doğal maddelerin kimyasal yapısını değiştirerek, başka endüstriler veya günlük yaşamda kullanılmak üzere yeni maddeler meydana getirmektir. Kimyasallar her an her yerde bulunmaktadır. Kimyasal maddeler, beslenmemizi (pestisit, gübre), sağlık (ilaç ve temizlik maddeleri) veya enerji ihtiyacımızı karşılayan yakıtları doğrudan veya dolaylı olarak etkiler. Bilim ve teknolojide gerçekleşen ilerlemeler sonucu günümüzde milyonlarca ton kimyasal kullanılmaktadır. Bu kimyasalların büyük çoğunluğu ticari ürünlerin karışımları olarak varlar. Zararlı kimyasalların sayısı 10.000’e yakındır ve 3.000 kadarı kanserojen etkisi yaratır. 20-30 kadarı insan kanserojenidir.
Kimyasal risk etmenleri, sadece kimya sanayinde çalışanları etkilemez, sanayi alanlarında bulunan tüm kişileri etkisi altına alabilir. Karıştığı suları, havayı yiyecekleri, ormanları ve gölleri yani tüm ekosistemi kirletebilir. Kimyasalların zararları yıllar sonra ortaya çıkar. Bu yüzden tüm kimyasallar risk taşır. Yapılması gereken şey, kimyasalların özellikler, çevreye ve insanlara verdiği zararların bilinmesidir. Kimyasal risk etmenleri taşıyan kimyasal maddeler şunlardır:
1. Kanserojen Maddeler: Üç kategoriye ayrılır. Birinci kategoriye ait olanlar, insan üzerinde kanserojen etkiye sahip olduğu bilinen maddelerdir. İkinci kategoridekiler, insanlar üzerinde kanserojen etkisi olduğu kabul görmüş maddelerdir. Üçüncü kategoridekiler, etkileri nedeniyle insanların korktuğu ancak yeterli bilgiye sahip olmadığı için tehlike arz etmeyen maddelerdir.
2. Mutajen Maddeler: Üç kategoriye ayrılır. Birinci kategori, insanlar üzerinde Mutajen etkisi olduğu kanıtlanmış maddelerdir. İkinci kategori, insanlar üzerin Mutajen etkisi olduğu kabul görmüş maddelerdir. Üçüncü kategoriye olan maddeler insanlarda endişeye neden olan maddelerdir.
3. Üreme Sistemine Toksit Maddeler: Üç kategoride incelenir. Birinci kategori, insanlar üzerinde doğurganlığı azalttığı bilinen maddeler, ikinci kategori insanlar üzerinde doğurganlığı azalttığı düşünülen maddeler. Üçüncü kategoridekiler ise, insanlar üzerinde doğurganlığı azalttığından endişe duyulan maddeler vardır.Özellikle, işyerlerindeki sağlığı ve güvenliği tehdit eden kimyasal risk etmenlerini ve kimyasal risk etmenlerine alınacak önlemleri anlatmalıyız. Böylece iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebiliriz.
Kimyasal Risk Etmenleri Vücuda Nasıl Bulaşır?
Kimyasal risk etmenlerinin en fazla görüldüğü yerler: Kimyasal madde tesisleri, depolar, yakıt istasyonları, kamyon, gemi, havayolu terminalleri, silah depoları, hastaneler, laboratuarlar, nükleer tesisler ve bakım tesisleridir. Kimyasal maddenin fiziksel biçimi, vücuda giriş şeklini ve verdiği zararları etkileyebilir. Kimyasal maddeler, katı, sıvı, gaz, toz ve buhar formunda bulunur. Kimyasal maddelerin zararları vücuda üç yoldan girerse olur:
1. Solunum: Kimyasallar havada, toz, sis, duman, gaz, buhar ve lif şeklinde dağılmış olabilir. Bu hava solunum yoluyla alınır. İş yerlerinde en fazla maruz kalınan solunum yoludur.
2. Absorbsiyon (deri veya gözlerden): Su ve bazen de terle ıslanan tozun deri yoluyla absorbe edilmesiyle vücuda girer.
3. Sindirim (yiyerek ve içerek): Solunan havanın yutulması, kimyasal madde bulaşmış ellerin yıkanmadan yemek yenilmesi, sigara içilmesi veya yanlışlıkla toz, duman, gaz, buhar, sıvı ve katı maddeler sindirim yoluyla maddeler vücuda girebilir.
Bazı kimyasallar da güvenlik açısından risk faktörü taşımaktadır. Güvenliği tehdit eden kimyasal risk etmenleri; yanıcı maddeler, parlayıcı maddeler, patlayıcı maddeler, oksitleyici maddeler, birbirleriyle reaksiyona girenler ve suya duyarlı maddeler.Kimyasal Risk Etmenlerinden Korunmanın Yolları Nelerdir?
Kimyasal risk etmenleri, taşıma, depolama, güvenlik işaretlerine uygun biçimde kullanılmazsa çalışanlara ve iş yerine zarar verir. Kimyasal risk etmenlerinden iş yerlerinin korunma yolları:
1. Tehlikeli kimyasallar az tehlikeli olanla değiştirilmeli.
2. Uygun teknolojiler kullanılmalı ve kapalı alanlarda çalışılmalıdır.
3. Yerel havalandırma sistemleri kullanılmalıdır.
4. Yangın ve tutuşturucu özelliği olan maddelere dikkat edilmelidir.
5. Kimyasallarla çalışan kişilerin sayısı mümkün olduğunca az olmalıdır.
6. Kirlenen yüzeyler düzenli aralıklarla temizlenmelidir.
7. Kimyasala maruz kalınan süre kısaltılmalıdır.
8. Kişisel Koruyucu Donanımı kullanılmalıdır.
9. Herhangi tehlikeli bir durumda, acil eylem planı hazırlanmalıdır.
10. Kirlenmiş ortamlarda yeme ve içme gibi faaliyetler olmamalıdır.
11. Kirlenmiş kıyafetlerin temizlenmesi ve depolanması için çalışmalar yapılmalıdır.
12. Gerekli uyarı ve işaretlerin eksiksiz olması gerekir.
13. Kimyasalları depolamak için kimyasal depolama matrisleri kullanılmalıdır.Çalışanların yapması gerekenler:
1. Kimyasallar koklanmaz.
2. Çeker ocak dışında bir yerde çalışılmaz.
3. Çeker ocakta kimyasal varken, içine kesinlikle girilmez.
4. Maske ve tüm koruyucu ekipmanların kullanılması gerekir.
5. Pipet kullanılmaz.
6. Kimyasallar, uygun olmayan kaplarda muhafaza edilmez.
7 Kimyasallar içilmez ve yutulmaz.
8 Kimyasalları çalkalarken, göze ve deriye gelmemesine dikkat edilir.
9. Güvenlik bilgi formlarında verilen özelliklere uygun olarak KDD kullanılmalıdır.
10. Büyük kaplardan küçük kaplara aktarma yaparken huni kullanılmamalıdır.
11. Kimyasalların ağzı açık kalmamalıdır.
12. Kimyasalın içinde bulunan şişe akıntı yapmışsa temizlenmelidir.
13. Asit ve su karıştırılırken, asit suyun üzerinde olmalıdır.4EN, iş yerinizi ve çalışanlarınızı kimyasal risk etmenlerinden korumak için risk analizlerini gerçekleştirerek alınması gereken önlemleri almanızı sağlar.