Karbon ayak izi nedir sorusunu cevabı; karbondioksit cinsinden ölçülen, insan faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan sera gazlarının çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. Birincil ayak izi ve ikincil ayak izi olarak incelenir. Birincil ayak izi, evde ısınmak için ve özel araçlarımız için kullandığımız fosil yakıtların yanması sonucu oluşur. İkincil ayak izi, kullandığımız tüm ürünlerin yaşamsal döngü içinde imalat ve bozulmaları sonucu oluşan emisyon ölçüleridir. Karbon ayak izi nedir sorusuna verilecek diğer yanıt; bireyden, ürüne, firma, şehir ve ülkeye kadar uzanan, dolaylı veya doğrudan gerçekleşen zincir faaliyetler sonucunda atmosfere salınan sera gazlarının karbondioksit cinsinden karşılığıdır. Birincil ayak izi, ev ve işyerlerimizi ısıtmak için kullandığımız yakıt, ulaşımı sağlamak için kullandığımız fosil yakıtlar, soğutucu ve yangın söndürücüdeki kaçaklar sera gazı salınımlarını oluşturur. İkincil ayak izleri, şişe suyu, uzak mesafelerden gelen yiyecek ve içecekler, et tüketimi, ambalajı fazla olan ürünler. Karbon ayak izine sebep olan unsurları başlıklar altında toplarsak;
1. Enerji Tüketimi: Ulaşım, sanayide yapılan işlemler, elektrik kullanımı ve fosil yakıt türlerini içerir.
2. Sanayileşme: Gelişen sanayileşme ve buna bağlı olarak karbondioksit salınımı artmıştır.
3. Hayvancılık: Et tüketiminin artmasıyla, hızlı yetiştiricilik başlamış ve metan gazı salınımı artmıştır.
4. Atık Maddeler: Artan tüketim miktarları sonucunda, doğal kaynak ve yaşam alanları kirlenmektedir.
5. İnsan Faaliyetleri: Günlük hayatta iş verimini arttırmak, pratik ve zamandan tasarruf sağlamak için edinilen alışkanlıklar karbon ayak izini oluşturmaktadır.
Karbon ayak izi nedir sorusunu cevapladıktan sonra üretilen çözümleri anlatmamız gerekir.
Karbon Ayak İzi Nasıl Azaltılır?
Karbon ayak izini azaltmak için derlediğimiz çözüm önerileri şunlardır:
1. Fosil yakıt tüketimini azaltmak için araba yerine yürümek.
2. Arabaya alternatif olarak bisiklet kullanımının artması.
3. Otobüs, dolmuş, metro, tramvay gibi toplu taşıma araçlarını tercih etmek.
4. İşe veya okula giderken özel araçları birden fazla kişiyle paylaşmak.
5. Karbon ayak izini en fazla arttıran araçlardan biri olan uçak kullanımını azaltmak. Uçak yolculuğuna alternatif olarak tren yolculuğunu tercih etmek gerekir.
6. Benzinle çalışan araçlar yerine, elektrikle çalışan hibrit araçları tercih etmek.
7. Ev içinde kullanılmadığı zaman elektriği ve elektrikle çalışan aletleri kapatmak. Tasarruf sağlayan ampullerin kullanılması, dolmadan bulaşık ve çamaşır makinelerinin çalıştırılmaması gerekir.
8. Elektrik aletleri ihtiyaca uygun satın alınması.
9. Yeşil enerji kullanımının artması. Güneş ışığı, rüzgâr, yağmur, gelgit, bitki ve jeotermal enerji gibi doğal kaynaklardan elde edilen enerji kullanımının yaygınlaşması gerekir.
10. Et tüketiminin azalması gerekir. Sığır ve kümes hayvanlarını yetiştiriciliği sırasında, doğal kaynaklar ve enerji tüketimi fazlaca yapılmaktadır. Daha fazla sebze ve meyve tüketerek karbon ayak izi azaltılabilir.
11. Gıdaların uzun mesafeden gelmesi yerine, yerel ve mevsimine uygun yiyeceklerin üretilip, tüketilmesi enerji tüketimini azaltır.
12. Yine organik gıdalar tüketmeliyiz.
13. Gıda atıklarına ve israfa engel olmak için, ihtiyacımız kadarını almalı ve tüketmeliyiz.
14. Geri dönüştürülebilen malzemeleri atmak yerine ayrıştırmalıyız.
15. Doğaya geri dönebilecek olan organik atıkları biriktirmeli ve toprağa geri kazandırmalıyız.
16. Yeni eşyalar almak yerine, ikinci el eşyaya yönelmeli ve var olanları uzun süre kullanmalıyız.
17. Tüm canlılar için temiz oksijen kaynağı olan yeşil alanları, yok etmek yerine arttırmalıyız.
18. Sokak, cadde, deniz, sahil, ev veya şehrimizi temiz tutmalıyız.
19. Karbon ayak izi nedir ve nasıl azaltılır konusunda araştırma yapmalı ve kendimizi geliştirmeliyiz.
20. Bireysel çabaların yerine bağlı olunan teşkilatlara bağlı olarak ortak çalışmalar yürütülmeli ve her yaştan bireyin bilgilendirilmesi için eğitim kampanyaları düzenlenmelidir.
Türkiye’nin Karbon Ayak İzi Nedir?
Türkiye, yenilenebilir yeşil enerji kaynakları açısından zengin bir ülkedir. Ancak bu kaynakların kullanımı kısıtlıdır. Üretimde, ham petrol ve doğalgaz gibi fosil kaynaklar kullanılır. Bu fosil kaynaklar ülke içinde üretilmediği için yurtdışından ithal edilir. Yüksek enerji bağımlılığı ve ithalatın yoğun olması Türkiye’de karbon ayak izini arttırmaktadır. Yeşil ekonomik dönüşümü sağlamak için, üretim süreçlerini yenilenebilir enerji kaynaklarıyla yönetmek gerekir. Ülkelerin ayak izi Küresel Ayak İzi Ağı tarafından yılda bir kere hesaplanmaktadır. Bu ağ, her yıl 150’den fazla ülkenin talep ettiği ölçümü gerçekleştirmekte ve ülkelerin karbon ayak izini yayınlamaktadır. Türkiye’nin ekolojik ayak izinde en fazla karbon ayak izi yer almaktadır. İçinde bulunan CO₂ emisyonlarının içinde ise; elektrik sektörü, imalat sanayi, inşaat, ithalat, ulaştırma, elektrik dışı konut ve hizmetler yer almaktadır.
Sanayi Devrimi’nin etkileri ülkemizde de görülmüştür. Fosil yakıt tüketimine dayalı “Kahverengi Ekonomi” yerine “Yeşil Ekonomi” ile yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerekmektedir. Yeşil Ekonomi, su, hava ve toprağı zarar veren, atık, gürültü ve eko-sistemle ilgili sorunları ölçen ve bu sorunları en aza indirmeyi amaçlayan mal ve hizmet üretim faaliyetlerini kapsar. Yenilenebilir enerji kaynakları; güneş enerjisi, biyolojik enerjiler (odun, insan gücü ve organik atıklar) , dolaylı güneş enerjisi (rüzgâr, dalga, gelgit) ve jeotermal kaynaklardır. Ve bu kaynaklar sayesinde Yeşil Ekonomi gerçekleşir. Yeşil Ekonomi, düşük karbon izi ekonomisidir. Dışa bağımlı olduğumuz fosil enerji kaynakları ile sera gazları salınımı artış göstermektedir. Türkiye’de sera gazı emisyonu en fazla enerjiden, ardından endüstriyel işlemler, atık ve tarımsal faaliyetler sonucu oluşmaktadır.
Türkiye’de Karbon Ayak İzini Azaltmak İçin Alınacak Önlemler Nelerdir?
Karbon ayak izi nedirle başlayan yazımız Türkiye için alınacak önlemlerle devam ediyor. Türkiye’de hızla artan nüfus ve ekonomik faaliyetlerin enerji ihtiyacını karşılamak için, kurulan yeni enerji kapasiteleri yetersiz kalmıştır. Doğalgaz ve petrole kolay ulaşabileceğimiz bir konumda olsak da ithalat yapmadan kendi enerji kaynaklarımızı kullanmamız gerekir. Elektrik Enerji Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi’ne göre Türkiye’nin enerji konusunda hedefleri şu şekilde yer alıyor:
1. Elektrik kullanımında yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımını arttırmak.
2. Hidroelektrik kaynaklarının tamamının kullanılması.
3. Rüzgâr enerjisi kurulu gücünün arttırılması.
4. Jeotermal potansiyelinin tümünü işletmek.
5. Güneş enerjisinden yararlanmak.
6. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasına karşılık doğalgaz kullanımını azaltmak.
Fosil yakıt tüketimi, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada enerji kaynaklarının büyük bir çoğunluğunu oluşturur. Fosil yakıtlara olan bağımlılık, iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının salınımına bağlıdır. İklim değişikliğini engellemenin yegâne yolu, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaktır. Yeşil ekonomiye geçiş sağlamak maliyetli olduğu için, kar oranlarının düşmesini istemeyen çevrelerce tercih edilmemektedir. Türkiye’de özellikle güneş ve rüzgâr enerjisinden yararlanmak için teşvikler arttırılmalıdır. Türkiye, iklim değişikliğine karşı ortak hareket etmek için imzalanan Paris Antlaşması’nı kabul etmiştir. Antlaşmaya göre, küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 2 dereceyle sınırlamakta, mümkünse 1,5 derecenin altına indirmeyi amaçlamaktadır. Paris Antlaşması, yüzyılın ortasına kadar sera emisyonlarını sıfırlamak amacıyla, ülkeleri ortak çalışmalar yürütmesi için teşvik etmektedir. Türkiye’nin, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefiyle yeni planlar gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu planların içinde enerji başta olmak üzere, sanayi, ulaştırma, bina, tarım, atık ve doğal varlıkların korunması yatıyor. Karbon ayak izi raporunu 4EN’den alabilirsiniz.