please loading...

Deprem Öncesi Çevresel Risk Değerlendirmesi Neden Önemlidir?

Son yıllarda doğal afetlerin ve özellikle depremlerin artması sonucu meydana gelen kayıp ve hasarlar milyonlarca insanın hayatını etkilemiştir. Deprem sebebiyle ölenlerin sayısı 1980’den günümüze %26,1 oranında artmıştır.

Son yıllarda doğal afetlerin ve özellikle depremlerin artması sonucu meydana gelen kayıp ve hasarlar milyonlarca insanın hayatını etkilemiştir. Deprem sebebiyle ölenlerin sayısı 1980’den günümüze %26,1 oranında artmıştır. İklim ve çevre koşullarına yapılan tahripler sonucunda, doğal afetlerin ve etkilerinin artacağı gözlenmektedir.  1990’dan bu yana farklı kuruluşların dâhil olmasıyla afet yönetimi yerine, çevresel risk değerlendirmesine önem verilmeye başlanmıştır.  Yaşanacak olan can ve mal kaybını engellenmek için çevresel risk değerlendirmesi yaparak risklerin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Ve yapılan çalışmalar sonucunda, risk değerlendirmesinin temel ilkeleri şu şekilde belirlenmiştir:

1. Çevresel risklerin azaltılmasına yönelik tedbirler almak hükümetlerin sorumluluğu altındadır.

2. Çevresel risklerin azaltılması yönünde çalışmalar yapmak kalkınma faaliyetleri kapsamında yürütülmelidir.

3. Çevresel risk çalışmalarının etkisini yukarılara taşımak için, meydana gelecek bütün tehlikeler göz önüne alacak şekilde çalışılmalıdır.

4. Çevresel risk çalışmaları sonucunda başarılı olabilmek için, var olan kapasitenin üstünde çalışmalar yapmak gerekir.

5. Çevresel risk çalışmalarına katılacak olan tüm yönetim kademelerinin sorumlulukları belirlenmelidir.

6. Çevresel risk çalışmalarının etkinliği halkın katılımına bağlıdır.

Ülkemizin, yapısından kaynaklı olarak yaşanan doğal olaylar afete dönüşmektedir. En fazla görülen doğal olaylar sel, orman yangını, heyelan ve depremdir. Doğal afetler sonucunda can ve mal kaybı yaşanmaktadır. Tüm bu doğal afetlerin yanında, ülkemizi en fazla etkileyen doğa olayı, verdiğimiz kayıplar sebebiyle depremdir. Topraklarımızın %66’ı fay hattı üzerinden geçmektedir. Ve nüfusun büyük bir çoğunluğu bu fay hattı üzerinde yaşamaktadır. 1990’dan bu yana yaşanan ölüm ve yaralanmalardaki artışın nedeni deprem kaynaklıdır.

Afet öncesi ve sonrası yapılması gerekenlerin yanında afetle ilgili sorumlulukları olan kurum ve kuruluşların yapması gerekenlerin anlatıldığı afet mevzuatı, her afetten sonra yeni yasa eklenerek değiştirilmiştir. İçeriğe göre, afet sonrası zarar gören kişilere hemen müdahale edilmesi ve yeniden inşaya yönelik tedbirler alınması öngörülmektedir. Ülkemizin nüfusunun büyük bir çoğunluğunun yaşadığı ve ekonominin merkezi konumunda olan Marmara Bölgesi’nde yaşanan deprem sonucunda, ortaya çıkan hasarın büyüklüğü, afet ve kentleşmeye yönelik politika ve uygulamaların yeniden gözden geçirilmesine neden olmuştur. Bu yüzden de deprem öncesi çevresel risk değerlendirmesi önem taşımaktadır.

Çevresel Risk Değerlendirmesi Nedir?

Gerçekleştirilen faaliyetlerin insan sağlığına ve çevreyi doğrudan veya dolaylı olarak etkileme ihtimaline çevresel risk denmektedir. Riskin büyüklüğünü ve riske karşı tahammül oranını tahmin etmek ise risk değerlendirmesidir. Çevresel risk değerlendirmesi ise, bazı metotlar kullanılarak, çalışma ortamında olabilecek çevresel tehlikeleri belirlemek, ortaya çıkarmak ve riskleri kontrol altına almak için yapılan uygun nitel/nicel çalışmalardır. Çevresel zarara uğrama ihtimali olarak da tanımlanmaktadır. Risk hesaplaması yaparken, olasılık ve şiddet çarpılır. Eğer yaralanan kişi sayısı ve kaybedilen gün sayısı yani zarar ölçülebilir büyüklükte ise, risk hesaplanırken, zararın şiddeti ile olayın meydana gelme oranı çarpılır. Çevresel risk değerlendirmelerinde genellikle olayın şiddeti sayılır durumda değildir. Bu da çevresel risk değerlendirmesinin yapılmasını zorlaştırır. Çevresel risk yönetimini değerlendirirken dikkat edilmesi gerekenler:

1. Yapılan faaliyet nedir?

2. Yapılan faaliyetlerin çevreye etkisi nedir?

3. Bu çevre etkisini azaltmak için alınacak olan önlemler nelerdir?

4. Riskleri azaltmak için amaçlar nelerdir?

5. Amaçlara ulaşmak için koyulan hedefler, tamamlanacağı zaman ve kimlerin çalışacağı gibi ayrıntıların belirlenmesi gerekir.

Çevre durum tespitine göre üç aşamada riskleri analiz edebilirsiniz.

1. Tehlike Tanımlama: Tehlike tanımlama diğer risk yönetim adımlarına göre en önemli olanıdır. Sistem veya organizasyon içinde potansiyel zarar ve hasar verebilecek olan tüm etkilerin objektif bir gözle tanımlaması yapılmasıdır. Risk değerlendirmesi ve kontrol ölçümlerinin doğru yapılabilmesi için tüm alanlarda, hasar ve kayıplara neden olabilecek tüm istenmeyen olaylar tanımlanmalıdır.

2. Riski Tahmin Etme: Tehlikelerin tanımlanmasından sonra, tehlikenin doğasının, mekanizmasının ve dikkat edilmesi gereken tehlikelerin sonuçlarının anlaşılması için bazı metotlara ihtiyaç duyulmaktadır. Eğer tehlike önceden tanımlanırsa, risk, tehlikenin olabilirliği ve vereceği zararlardır. Böylece olayların meydana gelme olasılığı ve doğacak sonuçlar belirlenmiş olur.

3. Risk Değerlendirme (Kabul Edilebilirlik Değerlendirmesi): Riskler değerlendirildikten sonra, derecelerine göre birbirinden ayrılır, denetlenmesi için planlama yapılır. Risk seviyeleri belirlemek için daha önce olan olaylarla karşılaştırılır. Bu aşamaya gelindiğinde, gerçekleşecek olayların gerçekleşme olasılıkları ve olası sonuçları incelenir.

Saydığımız üç başlığı maddeler halinde anlatmak istersek:

1. Temel Veriler

2. Emniyetli Çalışma Koşulları

3. Tehlikelerin Belirlenmesi

4. Tehlikelerin Değerlendirilmesi

5. Risk Değerlendirmesi

6. Risk Önlemleri

7. Kalıcı Risk

Çevresel Risk Değerlendirmesinin Yararları Nelerdir?

Çevresel risk değerlendirmesi sonucunda el edilen verilerle;

1. Meydana gelecek olan tehlikeler tanımlanır.

2. Çevresel risk değerlendirme süreçleri izlenerek, tehlikelerin yol açabileceği riskler tespitler edilir.

3. Tespit edilen risklere uygun çözüm ve önlemler geliştirilir.

Elde edilen risk tahminleri sonucunda, risklerin kabul edilir olup olmadığına ve kabul edilir olana ulaşmak için yapılması gerekenler ile nasıl yapılacağı ile ilgili kararların alınmış olması gerekir. Çevresel risk değerlendirmesi yaptıran firmalar için birçok avantajı vardır. İş yerindeki iş kazası ve meslek hastalıkları meydana gelmeden engellenmiş olur. Tüm acil durumlar için hazırlıklı olunur. İstenmeyen durumlar sonucunda yaşanan maddi ve manevi kayıplar azaltılır. Sorumluluklar ve görevler belirlendikten sonra, ekipte kimin ne iş yapacağı belirlenir. Uygun teknolojiler seçilerek uygun çalıma ortamları yaratılır. Uluslar arası saygınlık ve geçerlilik sağlanmış olur.

Çevresel Risk değerlendirmesini Kimler Yapar ve Hangi Metotlar Kullanılır?

Çevresel risk değerlendirmesini işverenin oluşturduğu ekip gerçekleştirmektedir.

1. İşveren veya işveren vekili.

2. İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetinden sorumlu olan iş güvenliği uzmanı veya hekimler.

3. İşyerindeki çalışan temsilcileri.

4. İşyerindeki destek elemanları.

5. İş yerinde bulunan bütün bölümler adına çalışabilecek kişilerin seçilmesi, iş yerindeki işleyişi bilen, tehlikelerden haberdar olan çalışanlardan oluşan bir grubun kurulması.

Çevresel risk değerlendirme metotları nitel, nicel ve hem nicel hem de nitel yani karma olmak üzere üçe ayrılır. Nitel değerlendirme metotları kullanılırken matematiksel yerine, sözel risk değerlendirmesi yapılmaktadır. Nitel değerlendirme metotları: Ön Tehlike Analizi, Ne Olursa Ne Olur, Birincil Risk Analizi, Preliminary Risk Analysis, Risk Puanlama Metodu, Tehlike ve İşletebilirlik Metodu, SWOT Analizi, İş Emniyet Analizi.

Nicel değerlendirme metotları çok çeşitlidir. Yeniden yapılandırılabilir olması ve uygulanan saha veya işyerinde yeniden tasarlanması gibi yararları vardır. Nicel değerlendirme metotları: L Matris Metodu ve X Matris Metodu.

Karma Risk Değerlendirme Metotları: Hata Türleri ve Etkileri Analizi, Hata Ağacı Analizi Yönetimi, Olay Ağacı Analizi Yöntemi, Balık Kılçığı, Fine-Kinney Metodu, Ridley Metodu.

2012 yılından bu yana 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca işverenlerin iş yerleri için risk analizi yapma zorunluluğu getirilmiştir. Risk analizi için işverenler bir ekip oluşturur veya iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına yaptırabilirler. Bazı durumlarda risk değerlendirmesinin bir bölümü veya tamamı yenilenebilir. Tehlike sınıflarına ayrılan iş yerleri için de bu yenileme geçerlidir. 4EN, çevresel risk değerlendirmesi yapmaktadır.