please loading...

Karbon Emisyonu Nedir?

Fosil kaynakların, yenilenebilir kaynaklara oranla daha fazla ve bilinçsizce kullanılması, çevre kirliliğini arttırmış, küresel ısınmaya neden olmuş, sera gazı salınımını arttırmış, iklim değişikliği ve karbon emisyonuna neden olmuştur.

Dünya nüfusu gittikçe artmaktadır ve artan nüfusa paralel olarak sanayileşme ve kentleşme gibi faktörler doğal kaynakların daha fazla kullanılmasına sebep olmuştur. İnsanların günlük yaşamlarını sürdürebilmeleri ve ihtiyaçlarını karşılamaları için enerjiye ihtiyaç vardır. Gün geçtikçe enerji ihtiyacı artmaktadır. Enerji ihtiyaçları, yenilenebilir ve fosil kaynaklardan elde edilmektedir. Fosil kaynakların içinde en fazla kullanılanla petrol, kömür ve doğalgazdır. Fosil kaynakların, yenilenebilir kaynaklara oranla daha fazla ve bilinçsizce kullanılması, çevre kirliliğini arttırmış, küresel ısınmaya neden olmuş, sera gazı salınımını arttırmış, iklim değişikliği ve karbon emisyonuna neden olmuştur.

Bu açıklamalara paralel olarak, karbon emisyonu nedir sorusunun cevabı, karbonun atmosfere salınmasıdır diyebiliriz. Sera gazlarının büyük çoğunluğunu karbon molekülleri oluşturmaktadır. Kyoto Protokolüne göre, sera gazı olarak kabul edilen altı gaz bulunmaktadır. Ve dört tane gazda karbon molekülü görülmüştür. Bu gazlar; karbondioksit, metan, hidroflorür karbonlar ve perfloro karbonlardır. Karbon emisyonu nedir açıkladıktan sonra, günümüzde karbon emisyonunun artmasının nedenlerini araştırmamız gerekir.

Karbon Emisyonu Neden Artmıştır?

Atmosferde oluşan sera gazları, Sanayi Devrimi sonunda gelişen sanayileşme faaliyetleri sonucunda oluşmuştur.  Artan nüfusun enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla fosil enerjilerin kullanımı doğaya zarar vermiştir. Karbon emisyonu ve sera gazlarının artmasının nedenleri şu şekildedir:

1. Nüfus artışı

2. Sanayileşme

3. Küresel enerji ihyacının artması

4. Şehirleşmenin artması

5. Yeşil alanların yerini betonların alması

6. Sera gazlarının kontrolsüzce doğaya salınması

7. Çevreye kirliliğine karşı etkili önlemlerin alınmaması

Karbon emisyonu, doğanın yaşamsal döngüsü içinde önemli bir yere sahiptir. Karbon, bitkilerin karbondioksiti verip, oksijeni aldıkları fotosentezde kullandıkları bir gazdır. Hayvanların soludukları ve canlıların toprağa karışmasıyla oluşan biyolojik dengede hep vardır. Ancak doğal salınıma oranla, insan faaliyetleri sonucunda karbon emisyonunun artması tehlikeli boyutlara varmıştır. Karbon daha çok yer altında olan bir gazdır. Enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılan fosil yakıt kullanımı sonucunda yer üstüne çıkmıştır. Doğa, bu dengesizliği tolere edememektedir. Karbonla beraber diğer sera gazları atmosfere güneşten gelen ışınların yeryüzüne yansımasını engeller. Sıcaklık artışıyla dünya, küresel ısınma ve iklim kriziyle karşı karşıya kalmıştır.

Yeryüzündeki karbon emisyonunu azaltmak için; çarpık yapılaşma, tedarik, yangınlarla tahrip edilen ormanların geri kazandırılması ve yeşil alanların çoğaltılma gerekir. Karbon emisyonunu etkileten faaliyetler;

1. Elektrik ve enerji üretimi,

2. Sanayi,

3. Tarım,

4. Hayvancılık,

5. Orman faaliyetleri,

6. Ulaşım faaliyetleri,

7. Evsel tüketimdir.

Enerji tüketiminin bel kemiği olan petrol ve kömür gibi fosil yakıt tüketimi, karbon emisyonunu arttırtmaktadır. Küresel enerji talebininin büyük çoğunluğunu, petrol, kömür ve doğalgaz karşılamaktadır. Fosil yakıtlar yerine, güneş, rüzgâr, gelgit, HES, jeotermal, biyokütle gibi yenilebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması gerekir.

Uluslar arası Enerji Ajansı’na göre, önümüzdeki 30 yılına kadar fosil yakıtlara olan ihtiyacımız ve bu ihtiyaç sonucunda karbon emisyonu değerlerinde %130’luk bir artış görüleceği söylenmektedir. Yine Ajansa göre, önümüzdeki yirmi yıllık süreçte küresel yüzey sıcaklıkları 0,5 °C artış beklenmektedir. Hava sıcaklıkları, 19. yüzyıldan bu yana küresel hava sıcaklığı ortalama 0,3-0,6 °C artmıştır. Önümüzdeki yıllarda sera etkisi yaratacak gazlar artmaya devam edecek ve dünya küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi önemli sorunlarla karşı karşıya kalacaktır.

Karbon Emisyonu Nasıl Azaltılabilir?

Küresel iklim krizinin en temel nedenlerinden biri olan karbon emilimini azaltmak için dünyanın emisyonunu azaltması gerektiği düşüncesi gün geçtikçe artmaktadır. Bu farkındalığı birey, bölge ve ülke sorumluluğu arasında paylaşılması gerekir. Alınması gereken önlemler üç ana başlık altında incelenebilir:

1. Enerji verimliliği stratejilerinin incelenmesi ve geliştirilmesi.

2. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının arttırılması.

3. Orman alanlarının korunması ve orman alanlarının arttırılması için faaliyetlerin sürdürülmesi.

Küresel çapta hükümetler, kurum ve kuruluşlar tarafından, enerji verimliliğine karşı geniş çaplı önlemler alındığı zaman karbon emilimi azalır. İhtiyacımız olan enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmesi gerekir. Dünya Doğayı Koruma Vakfı Enerji Raporu’na göre, 2050 yılına gelindiğinde neredeyse tüm enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilebileceği söylenmektedir. Karbon emisyonuna karşı bireysel alınabilecek önlemler şunlardır:

1. Uygun mesafelere yürümek, araba yerine bisikleti tercih etmek.

2. Özel araçları, bir kişi kullanmak yerine birden fazla kişiyle paylaşmak.

3. Uzun yolculuklarda, uçak yerine tren veya otobüs kullanmak.

4. Benzinle çalışan araçlar yerine elektrikli araçları tercih etmek.

5. Enerji sınıfı beyaz eşyalar satın almak.

6. Elektrik tasarrufu sağlayan ampuller tercih etmek.

7. Isıyı koruyan yalıtımlı yapıları tercih etmek.

8. Mevsimine uygun yerli gıdaları tüketmek.

9. Toplu taşıma araçlarını kullanmak.

Karbon emisyonunu azaltmak için birçok gelişmiş ülkede yeşil evler yaygınlaşmıştır. Bu evler kendi enerjilerini üretmektedir. Güneş panelleri, hidroelektrik sistemler ve teknolojik sistemler üzerine tasarlanmış bu evler doğa dostudur. Çatı Güneş Enerji Santralleri uygulamaları sonucunda kendi elektriklerini üreten fabrikalar kurulmaktadır. Güneş enerjisinden yararlanılan bu fabrikalar, elektriklerini kendileri ürettikleri için, zehirli gazların atmosfere yayılmalarını engellemektedirler. Elektrikle çalışan araçlar, sıfır zehirli gaz salınımıyla doğa dostudur. Akıllı şehirler, karbon emisyonuna karşı geliştirilen projelerden biridir. Temelinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması yatar. Yukarda da söylediğimiz gibi toplu taşıma araçlarını ve bisikleti tercih etmek, büyük oranda kişi başına düşen karbon emisyonunu azaltacaktır.

Karbon Emisyonuna Karşı Alınan Önlemler Nelerdir?

Karbon emisyonuna karşı ilk adım, 1979 yılında Cenevre’de yapılan Birinci Dünya İklim Konferansı’nda atılmıştır. İlk olarak Cenevre ve Rio’da sonrasında dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan konferanslarda bazı önemli kararlar alınmıştır. İklim Değişikliği Cenevre Sözleşmesi bu konferans da imzalanmıştır. Sözleşmeye göre, karbon emilimi iklim değişikliği ve çevre kirliliğini önleyecek boyutlarda tutulması yönündedir. Hedeflenen emisyon verilerine ulaşılıp ulaşılmadığını, Taraftar Konferansı tarafından tespit edilir. Yine 1997 yılında imzalanan Japonya’nın Kyto şehrinde imzalanan Kyoto Protokolü, 16 Şubat 2005 yılında Rusya protokolü tanımasıyla yürürlüğe girmiştir. Protokolün yürürlüğe girmesi için, karbon emisyonundan %55 oranında sorumlu olan 55 ülkenin kabul etmiş olması gerekir. Türkiye’nin bu protokole katılma tarihi 17 Şubat 2009 yılında Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Protokole göre, sanayileşmiş ülkeler karbon emisyon oranlarını 2008-2012 yılları arasında %5 oranında azaltmalıdır. Ülkelere göre hedeflenen emisyon oranları farklılık göstermektedir. Avrupa ülkeleri %8, Japonya’dan ise %5 oranında bir azalma beklenir. Karbon emilimi düşük olan bazı ülkelerin oranlarını yükseltmesine izin verilmektedir.

2019 yılında Yeşil Mutabakat protokolünü Avrupa Birliği Komisyonu bir önlem paketi olarak hazırlamıştır. Paket, dünya sera emisyonlarının 2030 yılına kadar %55 oranında azaltmayı kapsar. Ayrıca sanayi ürünlerine karbon emisyonu oranına göre ek vergi, sınırda alınan vergiler, hava ve deniz ulaşımlarını denetlemek gibi yaptırımları içeriyor. FitFor55 adı verilen paketinin başlıkları şöyledir:

1. Enerji verimliliği uygulamaları ve yenilenebilir enerji kullanımının artması.

2. Avrupa Birliği Ticaret kurallarında güncellemeye gidilmesi.

3. Düşük emisyonlu ulaşım seçeneklerinin yaygınlaştırma çalıştırmaları.

4. Karbon sızıntısının önlenmesi için Sınırda Karbon Vergisi uygulaması.

5. Vergi politikalarının güncellenmesi.

6. Yeni Ağaçlandırma ile ormanlık alanlarının çoğaltılmasıyla karbonun depolanması.

Bu kararlara göre demir-çelik, gübre, çimento ve elektrik sektörleri alınan kararlardan etkilenecek gözüküyor. Karbon yönetiminizi 4EN’den alabilirsiniz.