Çevreyle ilgili olan sorunlara sadece bilimsel ve teknolojik açıdan bakmayıp, felsefe ve etik açısından da sorgulayan, çözümler sunan alanlardan biri çevre etiğidir. Uygulama etkileri içerisinde yer alır. Aynı zamanda çevre etiği insanın doğa ile veyahut kendi dış dünyası ile olan ilişkilerin nasıl olması gerektiğini inceler. Felsefenin bir dalı olarak görülen etik, insanın ne şekilde yaşaması gerektiğini gösterir. Bunun yanı sıra geçmişten şimdiye kadar taşınan örf ve adetlerin akıl süzgecinden geçirilmesini sağlar. Daha detaylı olarak incelendiği zaman her toplumda kendisine has etik değerlerin bulunduğu bilinir. Bu sayede insanlar ve doğal çevreyle arasındaki ahlaki ilişkiler sistemli olarak incelenir. Yani aslında çevre etiği, insanların canlı veyahut canlı çevre unsurlarına karşı nasıl davranması gerektiği yansıtır. Toplumlara göre belirli farklılıklar bulunsa da evrenler olarak genel kurallar bulunur.
Uygulamalı etiklerden biri olarak bilinen çevre etiği, insanlar ve doğal çevre arasındaki ahlaki ilişkileri inceliyor. Özellikle bireyler ve kentsel çevre ilişkileri açısından sistematik bir incelemenin yapılması söz konusu. Çevre etiğiyle beraber insanların doğal çevresiyle olan ilişkileri de inceleniyor. Ahlaki değerlerin doğaya karşı ne gibi anlamlar barındırdığını anlamak üzere kullanılan bir felsefi yaklaşım olarak geçiyor.
Klasik etik söylemleriyle arasındaki farklılıklar incelendiği zaman belirli sonuçlar ortaya çıkıyor. Çünkü çevre etiği kültürlerden ortaya çıkıyor. Aynı zamanda sadece insanları değil, insan dışı canlıları da düşünmeyi kapsıyor. Hayvanlar, bitkiler ve diğer cansız varlıklar da göz önünde bulunduruluyor. Çevre etiğinin öne çıkan özelliklerinden biri de multidisiplinlerdir.
Çalışma alanları içerisinde çevre politikaları, sosyal politika, kentleşme, sosyoloji gibi seçenekler yer alıyor. Özellikle çevre etiğini oluşturan yaklaşımlarda farklı bakış açıları bulunuyor. Ayrıca kırılgan bir yapıya sahip olan insan faktörünün göz önünde bulundurularak sosyal adaletin sağlanabilmesi amaçlanıyor. Çevre etiği örnekleri ise birden fazla şekilde karşınıza çıkabilir. Çünkü birçok farklı alanda çevre etiğinin etkilerini görmek mümkündür.
Çevre Etiği Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Çevre sorunlarının giderilmesi için bir zemin oluşturan çevre ahlakı, dünya çapında önemli bir yere sahip. Zira dünyada yaşanan çevre sorunlarına karşı insanların duyarsız kalmasının önüne geçiyor. Önceden felsefe içerisinde var olan iş ahlakı gibi kurumlarınsa çevre ahlakına felsefi bir pencereden bakılmasını mümkün hale getiriyor. Şimdilerdeyse çevre ettiği felsefenin bir alt kuramı olarak yorumlanıyor.
1980 yıllarında ekosistemin dengesinin bozulmaya başladığı fark edildi. Bu duruma karşı herhangi bir önlem alınmaması halinde giderek büyüyeceği anlaşıldı. Bunun üzerine çözüm üretmeye başlandı. İnsan merkezli ve doğanın, insanın çıkarına kullanılması gerektiği anlayışlarının tümü rafa kaldırıldı. İnsan merkeziyetçi kuramların yerini çevre merkezli kuramlar aldı. Bu da insan doğanın bir misafiri olduğu düşüncesinden oluştu. Dünya çapında gündeme gelen bu durum için Batı üniversitelerinde de çalışmalar yapıldı.
Çevreyle ilgili olan sorunlar birçok topluluk tarafından anılırken dergilerde de çeşitli faaliyetler gösterilmişti. Batıda yapılan çalışmalar içerisinde pek çok kitap örneğinin olduğunu söylemek de mümkün. Kitapların içerikleri incelendiğinde de aslında çevre bilinci konusunda küresel atılması gereken pek çok adımın olduğu anlaşılıyor. Türkiye’de de üniversitelerde, toplumsal örgütlerde ve kurumlarda çevre etiği işleniyor. Çevre etiğinden kaynaklı olarak sürdürülebilirlik ve doğaya sahip çıkma üzerine değişikliklere gidiyor. Özellikle doğanın korunması, var olan tehditlerin yok edilmesi üzerine geleneksel uygulamaların yerini çevre merkezci faaliyetler alıyor. Çevre etiğinin faydaları incelendiği zaman da birçok artıyla karşılaşmak mümkün. Ayrıca Çevre etiği yaklaşımları, sadece insanları değil tüm dünyayı olası tehditlerden ve olumsuzluklardan koruyor.
Çevre Etiğinin Faydaları Nelerdir?
İnsana odaklı olan davranışların benimsenmesi, doğanın göz ardı edilmiş olması oldukça yanlış bir bakış açısı. Bu yüzden bu anlayışın yerine doğayla olan ilişkilerin güçlendirilmesi gerekir. Yani çevre ahlakı nedir sorusuna etkili bir cevap bulmak önemlidir. Detaylandırmak gerekirse de sağlamlaştırılan çevre ahlakı, insanın hayvanlar ve diğer canlı yaşamlarındaki statüsünü belirler. Ayrıca gelecek nesillerin daha iyi bir dünyaya gelmelerinde de önemli bir etkisi vardır.
Bilindiği üzere felsefenin temelinde varlık, bilgi ve değer toplamda üç kavram bulunur. Değerler felsefesi sayesinde insanlar doğruyla yanlışı birbirinden ayırır. Ekolojik etik, insanlar ve çevre arasındaki etiklerin rolünü inceler. Çünkü var olan tüm varlıklar, toplumun birer parçasını oluşturur. Ekolojik etiğe bağlı olarak bireylerin diğer varlıklara karşı olan davranışlarında ahlaki değerlerin var olması önemlidir.
Ekolojik etiğe göre sorumluluğum neden duyulması gerektiği de önemsenir. Yani insan merkezli ya da insan merkezli olmayan yaklaşımlar olarak incelemeler yapılır. Çevre etiğinin faydaları içerisinde ilkelerinin adalet ve eşitliğe dayanması yatar. Ayrıca insan, toplum ve doğa ilişkilerinin düzenlenmesinde önemli bir rol üstlendiği bilinir. Çevrenin korunması ve kalkınması için uygulanan faaliyetlerin bir denge üzerinden devam etmesinde önemli bir artı olarak yorumlanır. Özellikle ekoloji yasalarının varlığı bu konuda bir hayli önemlidir. Bu yasalarla beraber yapılan tüm çalışmalarda çevre ve doğanın korunmasına, iyileştirilmesine odaklı adımlar atılır. Zira çevre etiğinden temel alınarak oluşan çevre hakları da bireyler için dikkat edilmesi gerekenler içerisinde yer alır.
Çevre Etiği Örnekleri Nelerdir?
İnsan davranışlarının çeşitlenmesini ve doğa ile arasındaki sorunları ele alan çevre etiğine birçok örnek sunulur. Bu örnekler, önemli yaklaşımlardan yola çıkarak verilir. Bu yaklaşımlar üç farklı seçenek üzerinden incelenmektedir. Öncelikli olarak insan merkezci olan etik karşınıza çıkar. İnsan merkezci etik kapsamında insan kendini doğanın en önemli varlığı olarak kabul ediyor. İnsanın dışındaki canlıların kendiliğinden bir değerinin olmadığı düşünülüyor. Hatta etik ilkelerin yalnızca insanlar için bir anlam ifade ettiği sürece karşılığının olduğu şeklinde yorumlar yapılıyor. Yani insanların diğer canlılara ve çevreye saygı göstermesi zorunlu değildir. Bunlara örnek olarak bazı düşünceler bulunur.
- Kişinin hayvanlara karşı olan sorumluluklar, yalnızca insana fayda sağlıyorsa geçerlidir. Yani doğadaki her şeyin aslında insanın yaşamını zenginleştirmek için yapıldığı anlamını taşır.
- Çevre etiğinde insanların çıkarları gözetilir.
- Çevre etiğinde tüm varlıkların korunması önemli bir detaydır. Etik değerlere sahip olmanın en belirgin göstergesi varlığın canlı olup olmamasına odaklanmadan sorumluluklara uygun hareket edilmesidir.
- Çevre etiğinde dinlerin belirlediği yanlışla doğruyu ve iyiyle kötüyü belirleyen kurallar baz alınarak hareket edilir.
- Etik olarak bir kaygı gütmek için varlıkların canlı olması gerekir.
- Doğaya müdahale etmeden, doğayla uyum içerisinde yaşanması etik açıdan önemli bir davranıştır. Yani doğaya zarar verecek faaliyetlerden uzak durulması gösterilebilecek en güzel örnekler içerisinde yer alıyor.
Çevre etiğinde yer alanlardan bir diğeriyse canlı merkezci etiktir. İnsan merkezci etik, dinler tarafından insanlara yüklenen değerlerden ötürü diğer canlılardan daha üstün olduğunu savunurken canlı merkezci etik tam tersidir. Bu anlayışa göre insanların doğadaki diğer canlılardan bir üstünlüğü yoktur. İlgi alanı sadece insanlara değil, hayvanlara, bitkilere ve biotik canlılara odaklıdır. Öne çıkanlardan bir diğeri de çevre merkezci etiktir. Çevre merkezci etik başlarda sadece insanlar arası davranışları anlatmıştır. Ancak zamanla insanın hem canlı hem de cansız birimlere karşı sorumlulukların olduğunu savunmuştur. Canlılara atfedilen değerlerin cansız varlıklar için de geçerli olması anlayışıyla uyuşur.